Diş Kisti Belirtileri ve Tedavisi

Temmuz 26, 2018 0 Comments

Diş kisti aşağıdakileri yapabilir:

• Kist yer kaplayacağı için çenedeki normal dokuların yerlerini değiştirip kaydırarak kemik kaybına neden olabilir.


• Diş kisti, yakınındaki bir dişi içine çekebilir veya normal hizasından dışarı itebilir.


• Diş kisti bazen çene kemiğinde büyümeye neden olabilir. Süreçte ağrı yaşanmadığı için birçok hasta durumu fark edemez.


• Sinirlere baskı yaparak yüzde hissizliğe neden olabilir.

Birçok farklı diş kisti çeşidinden en yaygın olan beş tanesi şunlardır:

Periapikal Kistler

Bu tip kistlere diş kökü ucunda rastlanır ve genellikle o dişte meydana gelmiş bir enfeksiyonun sonucudur. Enfeksiyonlu bir diş umursanılmazsa ya da sadece antibiyotiklerle tedavi edilirse, diş kisti üretme potansiyeli taşır. Tedavi edilmeyen periapikal kist, diş kökü çevresinde daha fazla kemik kaybına yol açar. Enfeksiyonlu diş kanal tedavisi görmeli veya çekilmeli.

Dentijeröz (Diş Taşıyan) Kistler

Bu kist yirmi yaş dişleri gibi henüz çıkmamış dişlerin çevresinde oluşur. Bölgesinde kemik kaybına neden olur. Yirmilik dişlerin çevresindeki kistler o dişlerle birlikte alınmalıdır.

Lateral (Yan) Periodontal Kistler

Bu gelişimsel bir kisttir, ağrıya sebep olmaz. Diş doktoru tarafından X – ray cihazları kullanılarak fark edilir. Kemik kaybına neden olur. Genellikle dişçi koltuğunda yapılan operasyonla alınır.

Artık Kist

Çekilen bir diş sonrası arta kalan periapikal kisttir. Dişçi koltuğunda operasyonla alınır.

Döküntü Kist

Bu kist çoğunlukla çocukları etkiler. Düşen bir dişte oluşur, dişle birlikte düşmeye çalışır ancak başaramaz, diş etinde kalır. Genellikle tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Aynı diş gibi kendi kendine düşecektir.

Dişte meydana gelen oyuklar genelde fark edilmez. Bu durumun kişiyi diş doktoruna daha sık gitmeye teşvik etmesi gerekirken, oyuk diş özüne ulaşıp da rahatsız edene kadar çoğu insan hastaneye gitmez. Hasta bu durumu beklememelidir. Çünkü diş özü (pulpa) dişi hayatta tutan sinir ve kan hücreleri ile doludur. Çürüğün buraya erişmesine izin verilmemelidir.

Hastalar, diş özünün koruyucu tabakaları olan mine ve dentinde yayılan çürüğü hissetmez.

Kist enfeksiyonunun ağrısı çoğu zaman aniden vurur. Bu ağrının en sık söylenen özelliği belirli bir bölge ile sınırlı kalmaması. Diş etinde ağrı ve şişlik oluşurken, rahatsızlık sık sık yanağa, çeneye ve yüze de vurur.

Sonrasında çoğu kişi hastalıklı dişin tam olarak hangisi olduğunu anlayamayabilir. Bir çubuk kullanılarak sırasıyla o bölgedeki dişler ayrı ayrı ısırıldığında anlaşılır. Büyük çürükler, enfekte olmuş dişin erkenden kaybedilmesine yol açabilir.

Diş kistleri sıklıkla diş yaralanmalarından ve travmadan kaynaklanır. Ancak diş kistinin en yaygın sebebi diş çürükleridir. Çürük sonrası oluşan oyuk genellikle enfeksiyonların başlangıç noktası olur.

Sağlıksız beslenmek ve dişleri fırçalamamak diş plağı oluşturur. Bakteriler bu plakta buldukları gıda artığı şekerlerden beslenerek bir tür asit üretirler. Bu asit, dişin koruyucu tabakası olan mineyi aşındırıp delerek diş özünü açığa çıkarır. Çürük bu şekilde oluşur. Hastalar diş çürüklerinden korunmak için günlük hijyen bakım rutinlerini uygulamalıdır. Bunlar diş fırçalamak, diş ipi kullanmak, beslenmede meyve ve sebzelere ağırlık vermek gibi. Bu gıdalar genel sağlığınızı da olumlu etkileyecektir.

Bakteriler ve diş plağı her gün oluşur. Azı dişleri üzerindekilere ulaşmak da pratikte zor olur.

Hastalara uygulanacak tedavi yöntemi, kistin tipine göre değişir. Acil diş doktoru apsenin baskısı ile oluşan ağrıyı dindirmek için kistteki iltihabı kurutacaktır.

Diş doktoru, apsenin ilk yerleştiği yerdeki kalıntıları temizleyecektir. Diş özündeki enfeksiyonlardan kaynaklanan periapikal kistlerin tedavisi daha karmaşıktır. Kesin bölgeyi tespit için X – ray cihazı gerekir. Kist tespit edildikten sonra kanal tedavisi uygulanacaktır.

Kanal tedavisinin özeti: Periapikal enfeksiyon sonrasında oluşan hasar dişin dış yüzeyinde değil de içinde olduğu için, yüzey kazılmadan tek delikle dişin içine girilir. Diş özünde enfeksiyon kapmış kısımlar temizlenir, böylece diş kökündeki baskı rahatlar.

İçindeki kan desteği ve sinir hücreleri alındığı için o diş aslında “ölü” olmasına rağmen, çoğu hasta ağzında boşluk endişesi taşımadan güvenle gülümseyebilmek için bu yöntemi tercih ediyor.